top of page

Yalnızlık: Korku mu, Ödül mü?

  • Yazarın fotoğrafı: Me Like Summer
    Me Like Summer
  • 31 Tem
  • 1 dakikada okunur
ree

Yalnızlık, toplumun çoğu zaman kaçınılması gereken bir durum olarak gördüğü; sessizlikle, boşlukla ve bazen de karanlıkla özdeşleştirdiği bir hal. Oysa bu sessizlikte saklı, çok daha kıymetli bir şey olabilir: Kendine yaklaşmak.

İnsan, kalabalıkların içinde ya da ilişkiler içinde çoğu zaman kendine bir rol biçer. Olmak istediği kişiyle, aslında olduğu kişi arasındaki mesafeyi gizlemek için olayları çarpıtarak yorumlayabilir. Fakat yalnız kaldığında bu maskeler düşer. Kendine dürüst olmak zorunda kalırsın. Hayatını, seçimlerini, korkularını ve arzularını daha net görürsün. Yalnızlık bu anlamda bir ödüle dönüşür; içsel gücünü yeniden keşfetmek için bir fırsattır.

Ama elbette yalnızlık her zaman bu kadar aydınlık değildir. Özellikle bunu bilinçli olarak tercih etmemiş, hayatın içinde yavaş yavaş çevresinden kopmuş, dertleşecek bir omzu kalmamış insanlar için tehlikeli bir zemine de dönüşebilir. Bu kişiler genellikle buldukları ilk yakınlığa tutunma eğilimindedir. Kaybetme korkusuyla hareket eder, ilişkilerde kendi sınırlarını silebilir, sadece kabul görmek için karşılarındakinin beklentilerine göre şekil alabilirler. Bu, özgür olmayan ve kendi gücünü elinden almış bir hayat yaratır.

Bu nedenle yalnızlık, ne sadece bir tehdit ne de sadece bir ödüldür. Onu nasıl yaşadığın, ne zaman ve ne şekilde kabul ettiğin belirler. Eğer onunla barışmayı başarırsan, hangi yaşta olursan ol, daha güçlü, daha dürüst ve daha kendin gibi biri olursun.

Yorumlar


bottom of page